Unfortunately, the plan backfired.
- Ne yazık ki plan ters tepti.
Say the alphabet backwards.
- Alfabeyi tersten oku.
Seasons are reversed in the southern hemisphere.
- Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.
He did the reverse of what I asked.
- O, istediğimin tersini yaptı.
The way to protect yourself and your family from being adversely affected by television is to be more selective of the programmes you watch.
- Kendinizi ve ailenizi televizyonun ters etkilerinden korumanın yolu, izlediğiniz programlar için daha seçici olmaktır.
Waking up is the opposite of going to sleep.
- Uyanmak yatmaya gitmenin tam tersidir.
My opinion is exactly the opposite of yours.
- Benim görüşüm sizinkinin tam tersi.
The reverse seems true.
- Tersi doğru görünüyor.
He did the reverse of what I asked.
- O, istediğimin tersini yaptı.
Contrary to expectations, they won with ease.
- Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı.
War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.
- Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.
Something must be wrong with our car; the engine is giving off smoke.
- Arabamızda ters giden bir şey olmalı; motordan duman çıkıyor.
Their plans have gone awry.
- Onların planları ters gitti.
Tom put the card face down on the table.
- Tom kartı ters çevirerek masaya koydu.
Don't you think it's rude to give people such a curt reply like that?
- İnsanlara böyle ters bir cevap vermenin kabalık olduğunu düşünüyor musun?
The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
- İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
I thought he was busy, but on the contrary he was idle.
- Onun meşgul olduğunu sanıyordum ama tam tersine boştaydı.
Tom contradicts just about everything I say.
- Tom yaklaşık olarak söylediğim her şeyin tersini söylüyor.
I just bet you were thinking something perverse just now.
- Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.
Seasons are reversed in the southern hemisphere.
- Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.
The bad-tempered man snapped at his daughter.
- Kötü huylu bir adam kızını tersledi.
Please say the alphabet in reverse.
- Lütfen alfabeyi tersten söyle.
He did the reverse of what I asked.
- O, istediğimin tersini yaptı.
He put on his sweater wrong side out.
- O kazağını ters yüz giydi.
Tom got up on the wrong side of the bed and has been grouchy all day.
- Tom yatağın ters tarafından kalktı ve bütün gün suratsızdı.
Your sweater is on backwards.
- Kazağını ters giymişsin.
Say the alphabet backwards.
- Alfabeyi tersten oku.
The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
- İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
In Spanish they use upside down question marks.
- İspanyolcada ters soru işareti kullanılır.
He turned the table upside down.
- O, tabloyu ters çevirdi.
Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
- Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
- Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
-I think police officers earn £32,000 and teachers earn £36,000 a year.
Well, I'd say the other way round. 32 for the teacher and 36 for the police officer. (Headway Intermediate).
America did not invent human rights. In a very real sense, it is the other way round. Human rights invented America.
- Amerika insan haklarını icat etmedi. Gerçek anlamda, tam tersidir. İnsan hakları Amerika'yı icat etti.
Your idea runs counter to our policy.
- Sizin fikriniz bizim politikamıza ters düşüyor.
He told me just the opposite!
- Bana tam tersini söyledi!
The wise have always said the same things, and fools, who are the majority, have always done just the opposite.
- Bilgeler her zaman aynı şeyleri söylemiştir ve çoğunluk olan aptallar her zaman tam tersini yapmıştır.
Turn the knob counterclockwise.
- Tokmağı saat yönünün tersine çevirin.
That would be counterproductive.
- O tamamen ters etkili olurdu.
I think you've got it backwards.
- Onu ters anladın sanırım.
Say the alphabet backwards.
- Alfabeyi tersten oku.
The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
- İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.
- Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
In Russia women hit you, and not vice versa.
- Rusya'da kadınlar sana vurur ve tersi değil.