1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
- The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
Radyoaktivite, kimyasal bir terimdir.
- 'Radioactivity' is a chemical term.
Benim yarına kadar dönem ödevimi bitirmem imkansızdır.
- It is impossible for me to finish my term paper by tomorrow.
Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.
- Tom served two terms in Congress.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Cumhurbaşkanının görev süresi dört yıl sürer.
- The president's term lasts four years.
Onunla yirmi yıldan daha fazla süredir samimiyim.
- I have been on friendly terms with him for more than twenty years.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Biz otobüs terminalinde kazara onlarla karşılaştık.
- We met them by accident at the bus terminal.
Otobüs terminali nerede?
- Where is the bus terminal?
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
- I hear you're on bad terms with Owen.
Tom'un Mary ile arası iyidir.
- Tom is on good terms with Mary.
Genel terimler kullanacağım.
- I will use general terms.
Teknik terimlerle yazıldığı için bu kitabı anlamak çok zor.
- Written in technical terms, this book is very difficult to understand.
Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar.
- The union and the company have come to terms on a new contract.
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Senin uzun vadeli planların nedir?
- What are your long term plans?
Uzun vadede fayda sağlayabilecek alanlara yatırım yapılmamıştı.
- The money was not invested in areas where it could bring benefit over the long term.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
terms and conditions.
near-term, mid-term and long-term goals.
All of these terms cancel out.
... AUDIENCE: But in terms of form factor and just the way its ...
... in terms of the additional oil production, but none of it came on federal land. As a ...