Radyoaktivite, kimyasal bir terimdir.
- 'Radioactivity' is a chemistry term.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.
- Most students are doing preparation for the term examination.
Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.
- Tom served two terms in Congress.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.
- I suppose it's different when you think about it over the long term.
Cumhurbaşkanının görev süresi dört yıl sürer.
- The president's term lasts four years.
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Güney terminali nerede?
- Where is the south terminal?
İdrar şişesi ile tuvalete gidecek birisine yardımcı olmak için teknik terminoloji nedir?
- What's the technical terminology for assisting someone to go to the toilet with a urine bottle?
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
- I hear you're on bad terms with Owen.
Onların komşularıyla arası iyi.
- They're on good terms with their neighbors.
Mektup ticari terimler kullanarak yazıldı.
- The letter was written using business terms.
Genel terimler kullanacağım.
- I will use general terms.
Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar.
- The union and the company have come to terms on a new contract.
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Senin uzun vadeli planların nedir?
- What are your long term plans?
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
terms and conditions.
near-term, mid-term and long-term goals.
All of these terms cancel out.
... AUDIENCE: India has very limited expertise in terms of ...
... in terms of the sheer material cost is delivered to the ...