Radyoaktivite, kimyasal bir terimdir.
- 'Radioactivity' is a chemical term.
Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
- These technical terms are derived from Greek.
Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.
- Tom served two terms in Congress.
İkinci dönem dün sona erdi.
- The second term came to an end yesterday.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Onunla yirmi yıldan daha fazla süredir samimiyim.
- I have been on friendly terms with him for more than twenty years.
Cumhurbaşkanının görev süresi dört yıl sürer.
- The president's term lasts four years.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
Otobüs terminali nerede?
- Where is the bus terminal?
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Onların komşularıyla arası iyi.
- They're on good terms with their neighbors.
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
- I hear you're on bad terms with Owen.
Teknik terimlerle yazıldığı için bu kitabı anlamak çok zor.
- Written in technical terms, this book is very difficult to understand.
Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
- Terms like sexism are now in vogue.
Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar.
- The union and the company have come to terms on a new contract.
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Uzun vadede fayda sağlayabilecek alanlara yatırım yapılmamıştı.
- The money was not invested in areas where it could bring benefit over the long term.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
terms and conditions.
near-term, mid-term and long-term goals.
All of these terms cancel out.
... But we should be thinking along those terms, not ...
... to decline. So in absolute terms and in percentage terms, ...