Tom ölümcül derecede hasta.
- Tom is terminally ill.
Dedem bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü.
- My grandfather succumbed to a terminal cancer this year.
Sami son aşamada bir kanseri olduğunu öğrendi.
- Sami learned he had terminal cancer.
Where's the bus station?
- Otobüs terminali nerede?
How do I get to the bus station?
- Otobüs terminaline nasıl giderim?