The small town, abandoned long ago, seems frozen in time.
- Uzun zaman önce terkedilmiş küçük kasaba zamanla donmuş gibi görünüyor.
The police found a dead body in an abandoned car near the park.
- Polisler park yakınında terkedilmiş bir arabada bir ceset buldu.
The town was desolate after the flood.
- Kasaba selden sonra terkedilmişti.
The whole building was deserted.
- Bütün bina terkedilmişti.
Tom broke into the deserted shack.
- Tom terkedilmiş kulübeye zorla girdi.