terk teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- abandonment
- absence without leave
- desert
Rats desert a sinking ship.
- Fareler batan gemiyi terkederler.
Tom deserted his wife and family.
- Tom karısını ve ailesini terk etti.
- (Kanun) wilful desertion
- quit
He became quite vindictive after his wife left him.
- O, karısı onu terk ettikten sonra oldukça kindar oldu.
I won't quit, no matter what you say.
- Terketmeyeceğim, ne söylersen söyle.
- reneging
- waiver
- surrender
- cession
- desertion
- leaving, abandonment
- conveyance
- relinquishment
- dereliction
- abandoning
Tom wants to forgive his father for abandoning him.
- Tom, onu terkettiği için babasını affetmek istiyor.
I'm not abandoning them.
- Onları terk etmiyorum.
- disuse
- terk etmek
- desert
- terk etmek
- leave
I was compelled to leave school.
- Ben okulu terk etmek zorunda bırakıldım.
Tom got an emergency call and had to leave work.
- Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
- terk etmek
- a) to leave, to abandon, to forsake, to walk out on sb b) to give up, to quit, to renounce
- terk etmek
- (Dilbilim) walk out
- terk etmek
- walk out on
- terk eden
- cedent
- terk eden
- cessionary
- terk edilmek
- be left
- terk etme
- quit
I've decided to quit doing that.
- Onu yapmayı terk etmeye karar verdim.
- terk etme
- (Askeri) defection
- terk etme
- abdication
- terk etmek
- (Dilbilim) go away
- terk etmek
- (Bilgisayar) exit
- terk etmek
- (Politika, Siyaset) assign
- terk etmek
- forsake
- terk etmek
- (Kanun) waive
- terk etmek
- cast off
- terk etmek
- (deyim) leave behind
- terk etmek
- vacate
- terk etmek
- give off
- terk etmek
- expose
- terk etmek
- (Dilbilim) give in
- terk etmek
- renounce
- terk etmek
- quit
- terk kuyruk
- (Bilgisayar) reneging
- terk edilme
- being abandoned
- terk edilmişlik
- dereliction
- terk etti
- abandoned
- terk etti
- left
- terk edilebilir
- (Kanun) cessible
- terk edilmiş
- desolated
- terk edilmiş
- derelict
- terk edilmiş çocuklar
- abondoned children
- terk edilmişlik
- lornness
- terk edilmişlik
- desolation
- terk etme beyanı
- (Ticaret) notice of abandonment
- terk etmek
- to abandon, leave, quit; to forsake; to desert
- terk etmek
- (Hukuk) to assign
- terk ihbarı
- (Sigorta,Ticaret) notice of abandonment
- terk mektubu
- dear jane letter
- terk mektubu
- dear john letter
- konaklama yerini terk etmek
- (Turizm) vacate
- seni terk ediyorum
- (Konuşma Dili) i'm leaving you
- terk etmek
- (Argo) jack in
- yerini terk etmek
- (deyim) give way to
- terk edilmiş
- abandoned
Tom felt lonely and abandoned.
- Tom yalnız ve terk edilmiş hissetti.
He hid in an abandoned building.
- O, terk edilmiş bir binada saklandı.
- terk edilmiş
- deserted
The place is completely deserted.
- Mekan tamamen terk edilmiş.
Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice.
- Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.
- terk edilmiş
- lorn
- terk etme
- {i} relinquishing
- terk etmek
- run out on
- terk etmek
- abjure
- terk etmek
- give over
- terk etmek
- come away
- terk etmek
- abandon
We have to abandon the plan.
- Planı terk etmek zorundayız.
They had to abandon their vehicles in the snow.
- Araçlarını karda terk etmek zorunda kaldılar.
- Terk edilmiş
- solitary
- eşyanın gümrüğe terk edilmesi
- (Ticaret) abandonment of goods to customs
- terk etmek
- to flee
- lise terk
- high school drop out
- muhafaza terk durumu
- (Askeri) caretaker status
- pist terk edilmiş
- (Havacılık) clear of the runway
- tacını tahtını terk etmek
- to abdicate
- terk etme
- dereliction
- terk etmek
- clean
- üniversite terk
- college drop out
- üniversite terk
- university drop out