I prefer to not talk about it.
- Bunun hakkında konuşmayı tercih etmiyorum.
I don't prefer to wear red lipstick.
- Kırmızı ruj sürmeyi tercih etmem.
The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
- Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.
- Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.
Many of my friends preferred to study German instead of Spanish.
- Arkadaşlarımın çoğu İspanyolca yerine Almanca öğrenmeyi tercih etti.
Tom didn't ask me which I preferred.
- Tom bana hangisini tercih ettiğimi sormadı.