Tom can't play the tin whistle very well.
- Tom, teneke düdüğü çok iyi çalamaz.
Tom poured the soup into a large tin cup.
- Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.
Tom found a gun near the garbage can.
- Tom, çöp tenekesinin yanında bir silah buldu.
Tom can't play the tin whistle very well.
- Tom, teneke düdüğü çok iyi çalamaz.
Throw the egg shells in the organic rubbish bin.
- Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.
He picked up cans in the street.
- O, caddedeki teneke kutuları topladı.
I have nothing to open the can with.
- Teneke kutuyu açacak bir şeyim yok.
There are six fish inside the tin can.
- Teneke kutu içinde altı tane balık var.
There are six fish inside the tin can.
- Teneke kutu içinde altı tane balık var.