Geçici bir köprüye ihtiyacın olacak.
- You'll need a temporary bridge.
Onun çözümü sadece geçici olan bir çözümdü.
- His solution was only a temporary one.
Elma, açlığımı geçici olarak giderdi.
- The apple appeased my hunger temporarily.
Geçici olarak tamir edebilir misin?
- Can you fix it temporarily?
(eşanlamlısı) interlocutory injunction.
Elma, açlığımı şimdilik yatıştırdı.
- The apple appeased my hunger temporarily.
It's only a temporary fix.
- That's only a temporary solution.
That's only a temporary solution.
- It's only a temporary fix.
... But hopefully that's a very temporary problem and we'll ...