I was scolded by my mother for being lazy.
- Tembel olduğum için annem tarafından azarlandım.
He scolded me for being lazy.
- O, tembel olduğum için beni azarladı.
Tom is even lazier than I am.
- Tom bile benden daha tembel.
Can you believe it? She's even lazier than me.
- Buna inanabilir misin? O benden bile daha tembeldir.
Get back to work, you lazy bum!
- İşe geri dön, seni tembel serseri!
Get up already, you lazybones!
- Kalkın artık tembeller sizi!
He got the sack for slacking off at work.
- O, işte tembellik ettiği için işten kovuldu.
Tom never slacks off.
- Tom asla tembellik etmez.
I've been sluggish recently.
- Son zamanlarda tembellik ediyorum.
I've been sluggish recently.
- Son zamanlarda tembelleştim.
I've been sluggish recently.
- Son zamanlarda tembelleştim.
I've been sluggish recently.
- Son zamanlarda tembellik ediyorum.
Laziness is nothing more than the habit of resting before you get tired.
- Tembellik, yorulmadan önce dinlenme alışkanlığından başka bir şey değildir.
His failure was due to his idleness.
- Onun başarısızlığı onun tembelliğinden dolayı idi.
Idleness leads to ruin.
- Tembellik yıkıma yol açar.
Tom is a very lazy person.
- Tom çok tembel bir kişidir.
In other words, he is a lazy person.
- Diğer bir deyişle, o tembel bir insandır.
Tom's a big, fat slob.
- Tom büyük, şişman bir tembeldir.