I couldn't get him on the phone.
- Ona telefonla ulaşamadım.
When I called on him, he was talking on the phone.
- Onu çağırdığım zaman telefonla konuşuyordu.
Before long, we'll be able to communicate with each other by T.V. telephone.
- Çok geçmeden, T.V. telefonla birbirimizle iletişim kurabileceğiz.
None of the telephones are working.
- Telefonlardan hiçbiri çalışmıyor.
He asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
Where is the nearest telephone?
- En yakın telefon nerede?
You should turn off your cell phone.
- Cep telefonunu kapatmalısın.
She wanted my permission to use the phone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
She won't call this evening.
- Bu akşam telefon etmez.
I need to make a telephone call.
- Benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor.
Paul telephoned just now.
- Paul az önce telefon etti.
It was Mike that telephoned the police.
- Polise telefon eden Mike idi.