Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
- Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
Tom had to repeat first grade.
- Tom birinci sınıfı tekrarlamak zorunda kaldı.
If you don't say anything, you won't be called on to repeat it.
- Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.
He repeated his name slowly.
- Yavaşça adını tekrarladı.
Lincoln repeated the words.
- Lincoln sözlerini tekrarladı.
Tom doesn't like to repeat himself.
- Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.
Tom won't likely repeat that mistake.
- Tom büyük olasılıkla bu hatayı tekrarlamaz.
Stop repeating everything I say! Stop repeating everything I say!
- Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes! Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes!
I don't want to bore you by repeating things you already know.
- Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
- Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
Stop repeating everything I say.
- Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes.
Apparently, he had never heard of recursion.
- Görünüşe göre, o hiç tekrarlama duymamıştı.
Repetition is the father of learning.
- Tekrarlamak, öğrenmenin babasıdır.
Repetition does not transform a lie into a truth.
- Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.