tekrarla

listen to the pronunciation of tekrarla
Türkçe - İngilizce
Repeat
{f} repeated

His repeated delinquencies brought him to court. - Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.

He repeated his name slowly. - Yavaşça adını tekrarladı.

ingeminate
rehearse
answer back
{f} repeating

Stop repeating everything I say! Stop repeating everything I say! - Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes! Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes!

I don't want to bore you by repeating things you already know. - Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.

{f} rewording
reword
encores
tekrar
repetition

Repetition is the father of learning. - Tekrarlamak, öğrenmenin babasıdır.

Repetition helps you remember something. - Tekrarlama senin bir şey hatırlamana yardım eder.

tekrarlamak
repeat

Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all. - Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.

Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different. - Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.

tekrar
again

I will never do it again. - Onu asla tekrar yapmayacağım.

The convention voted again. - Kurultay tekrar oylama yaptı.

tekrar
once again

Could you please say that once again in French? - Lütfen onu Fransızca olarak bir kez daha tekrar söyler misiniz?

Could you please repeat it once again? - Lütfen onu bir kez daha tekrarlar mısın?

tekrarlamak
{f} rehearse
tekrarlamak
replicate
tekrarlamak
recur
tekrar
{i} repeat

If you flunk this exam, you'll have to repeat the course. - Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.

His repeated delinquencies brought him to court. - Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.

tekrar
over

I say the same thing over and over. - Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.

He read the article over and over again. - O makaleyi tekrar tekrar okudu.

tekrarlamak
say

If you don't say anything, you won't be called on to repeat it. - Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.

tekrarlamak
renew
tekrar
over again

Delegates voted over and over again. - Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.

He read the article over and over again. - O makaleyi tekrar tekrar okudu.

tekrar
recap

Tom attempted to escape but was quickly recaptured by his kidnappers. - Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.

tekrarlamak
reiterate
tekrarlamak
re enact
tekrarlamak
{f} retell
tekrarlamak
reenact
tekrar
function buttons
tekrar
from the first
tekrar
litany
tekrar
bis
tekrar
replication
tekrar
afresh
tekrar
iteration
tekrar
re-

He was re-elected mayor. - Belediye başkanlığına tekrardan şeçildi.

He was re-elected mayor. - Belediye başkanlığına tekrardan seçildi.

tekrar
all

My parents didn't allow me to see Tom again. - Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmem için bana izin vermedi.

You're wasting your time with all this needless repetition so spare us the long-winded explanation. - Bütün bu gereksiz tekrarla zamanını boşa harcıyorsun bu yüzden bize uzun soluklu bir açıklama yap.

tekrar
back

Let me call you back later, OK? - Seni daha sonra tekrar arayayım,tamam mı?

When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet. - Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.

tekrar
action replay
tekrar
troll
tekrar
rehearsal
tekrar
tauto-
tekrar
duplication
tekrar
retrieve

Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again. - Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.

tekrarlamak
run
tekrarlamak
reduplicate
tekrarlamak
ditto
tekrarlamak
re-enact
tekrarlamak
reword
tekrarlamak
run over
tekrarlamak
ingeninate
tekrarlamak
go
tekrarlamak
reproduce
tekrarlamak
retrace
tekrarlamak
echo
tekrarlamak
redouble
tekrarlamak
(Havacılık) readback
tekrarlamak
resume
tekrarlamak
affirm
tekrar
ana-
tekrar
revision
tekrarlamak
play back
tekrarlamak
ingeminate
tekrarlamak
rerun
tekrarlamak
run through
tekrar
{i} reiteration
tekrar
back again
tekrarlamak
do over
tekrar
again, over, over again, once more
tekrar
(ders) review
tekrar
repetition; (televizyonda) action replay; again yine, gene, yeniden
tekrar
all over

This soundbite was repeated all over the news. - Bu konuşmanın en önemli kısmı bütün haberlerde tekrar edildi.

I could fall in love with you all over again. - Size tekrar aşık olabilirim.

tekrar
encore

The crowd cried out for an encore. - Kalabalık tekrar için bağırdı.

tekrar
recapitulation
tekrar
re
tekrar
recurrence
tekrar
repetition, repeat
tekrar
anew
tekrar
tauto
tekrar
riff
tekrar
replay

Replay the last 10 seconds. - Son 10 saniyeyi tekrar oynat.

tekrar
an
tekrar
rehash
tekrar
reprise
tekrarlamak
rebroadcast
tekrarlamak
to repeat, to reiterate yinelemek
tekrarlamak
(Hukuk) re-iterate
tekrarlamak
recap
tekrarlamak
(ders) revise
tekrarlamak
relapse
tekrarlamak
go over
tekrarlamak
say over
tekrarlamak
iterate
tekrarlamak
recapitulate
tekrarlamak
(hastalık vb.) recrudesce
tekrarlamak
to repeat; to do (something) again
tekrarlamak
return
tekrarlamak
duplicate
Türkçe - Türkçe

tekrarla teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

tekrarlamak
Tekrar etmek, yeni baştan yapmak
TEKRAR
(Osmanlı Dönemi) Bir daha, yine, yeniden
TEKRAR
(Osmanlı Dönemi) (Kerr. den) Bir şeyi iki veya daha fazla yapma
Tekrar
(Osmanlı Dönemi) TERDAD
Tekrar
yine
tekrar
Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması
tekrar
Bir daha, yine, yeniden, gene
tekrar
Bir konuşma veya yazıda aynı düşünceyi, kelimeyi birçok defa söyleme
tekrar
Bir daha, yine, yeniden, gene: "Kimi yaralandı geldi, tekrar gitti, kimi şehit oldu."- M. Ş. Esendal
tekrar
Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması: "Gerçi hayat kitaba sığmayacak kadar geniştir, fakat tekrarlarla doludur."- A. Haşim
tekrarlamak
Tekrar etmek, yeni baştan yapmak: "Kar, çam ormanlarını kapladıkça tekrarlayıp durduğu mısraları, bir başkasıyla paylaşmak istemişti."- A. İlhan
tekrarlamak
(Osmanlı Dönemi) tekerrür
tekrarlamak
(Osmanlı Dönemi) tekrir