Repetition plays a very important role in language learning.
- Tekrarlama, dil öğrenmede çok önemli bir rol oynamaktadır.
You're wasting your time with all this needless repetition so spare us the long-winded explanation.
- Bütün bu gereksiz tekrarla zamanını boşa harcıyorsun bu yüzden bize uzun soluklu bir açıklama yap.
I will never do it again.
- Onu asla tekrar yapmayacağım.
The convention voted again.
- Kurultay tekrar oylama yaptı.
She came here once again.
- O tekrar buraya geldi.
Please say that once again in French.
- Onu Fransızca bir kez daha tekrar söyle.
If you flunk this exam, you'll have to repeat the course.
- Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.
No, repeated the Englishman.
- Hayır, İngiliz tekrarladı.
Do I have to do it over again?
- Ben onu tekrar yapmak zorunda mıyım?
Delegates voted over and over again.
- Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
Delegates voted over and over again.
- Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
I've told you over and over again not to do that.
- Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
Tom attempted to escape but was quickly recaptured by his kidnappers.
- Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.
Tom can't run for re-election.
- Tom tekrar seçilmek için aday olmayacak.
He also didn't pass the re-exam.
- Tekrarlanan sınavı da geçmedi.
My parents didn't allow me to see Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmem için bana izin vermedi.
In 1603, when King James I came into power, football was allowed again.
- 1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi.
If you cut the tail off of a lizard, it will grow back.
- Bir kertenkelenin kuyruğunu kesersen, o tekrar uzar.
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
- Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
- Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
This soundbite was repeated all over the news.
- Bu konuşmanın en önemli kısmı bütün haberlerde tekrar edildi.
Tom had to listen to the whole story all over again.
- Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı.
The crowd cried out for an encore.
- Kalabalık tekrar için bağırdı.
Replay the last 10 seconds.
- Son 10 saniyeyi tekrar oynat.