The question can only be interpreted a single way.
- Sorun sadece bir tek şekilde yorumlanabilir.
Everyone has a house to go to, a home where they can find shelter. My house is the desert, my home the barren heath. The north wind is my fire, the rain my only bath.
- Herkesin gidebileceği bir evi, sığınabileceği bir yuvası var. Benim evim çöllerdir, yurdum çorak topraklar. Kuzey rüzgarı ışığım, yağmurda bir tek paklanırım.
She left without saying even a single word.
- Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
I don't have a single enemy.
- Benim tek bir düşmanım yok.
Would you like a single room?
- Tek kişilik bir oda ister misin?
I want a single room.
- Tek kişilik bir oda istiyorum.