teşvikçi

listen to the pronunciation of teşvikçi
Türkçe - İngilizce
prompter
(someone) who encourages/promotes
encourager, promoter
(someone) who incites/provokes
inciter, provoker
promoter
teşvik
encouragement

Your words of encouragement meant a lot to me. - Senin teşvik sözlerinin benim için çok şey ifade ediyordu.

Thanks for the encouragement. - Teşvik için teşekkürler.

teşvik
{i} urge

She urged him to study harder. - O, onu daha çok çalışması için teşvik etti.

He urged them to come to an agreement. - Onları anlaşmaya teşvik etti.

teşvik
(Ticaret) stimulus

The stimulus package was heavily criticised. - Teşvik paketi ağır biçimde eleştirildi.

teşvik
incite

The speaker tried to incite the people to rebellion. - Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.

teşvik
incitement
teşvik
cheer
teşvik
boost
teşvik
(Askeri) motivation
teşvik
(Ticaret) reinforcement
teşvik
pump priming
teşvik
promotion

Promotions encourage translators. - Promosyonlar çevirmenleri teşvik eder.

teşvik
fosterage
teşvik
instigation
teşvik
impetus
teşvik
exhortation
teşvik
{i} goad
teşvik
encouragment
teşvik
promotes

Your religion promotes laziness. - Senin dinin tembelliği teşvik ediyor.

teşvik
countenance
teşvik
pull
teşvik
sendoff
teşvik
encouragement; incitement
teşvik
inciting, incitement, provocation
teşvik
inducement
teşvik
encouraging, encouragement, spurring (someone) on, inspiring; encouraging (someone) to do or participate in (something); promoting the development of (something)
teşvik
stimulation
teşvik
stimulate

That lecture really stimulated me. - O ders beni gerçekten teşvik etti.

Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate. - Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.

teşvik
fomentation
Türkçe - Türkçe
Özendiren, isteklendiren, kışkırtan (kimse)
teşvikkar
TEŞVİK
(Osmanlı Dönemi) Ağacın dikenli olması
TEŞVİK
(Osmanlı Dönemi) Diken bitmek
TEŞVİK
(Hukuk) Özendirme,kışkırtma, isteklendirme
teşvik
Bir kimseyi kötü bir iş yapması için kışkırtma
teşvik
İsteklendirme, özendirme: "O vakitler, bu kadarcık ümit ve teşvik, bizi heyecanlandırmaya yeterdi."- F. R. Atay
teşvik
İsteklendirme, özendirme
teşvik
(Osmanlı Dönemi) şevklendirmek, cesâret vermek
teşvikçi