He received a large sum of money in compensation for his injury.
- Yaralanması için tazminat olarak büyük bir miktar para aldı.
Did you receive any compensation for the damaged luggage?
- Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
I'll pay for the damages.
- Ben tazminat ödeyeceğim.
Tom had to pay damages to the owner of the car.
- Tom arabanın sahibine tazminat ödemek zorunda kaldı.
We award punitive damages in the amount of two million dollars.
- İki milyon dolarlık ceza tazminatı ödüyoruz.
Do you support reparations for slavery?
- Kölelik için tazminatı destekliyor musun?