tazelenmiş

listen to the pronunciation of tazelenmiş
Türkçe - İngilizce
regenerate
renovated
refreshed

I feel quite refreshed after taking a bath. - Banyo yaptıktan sonra oldukça tazelenmiş hissediyorum.

I feel completely refreshed after spending a week in the country. - Ben kırsalda bir hafta geçirdikten sonra tamamen tazelenmiş hissediyorum.

new
tazele
{f} refresh

She refreshed her memory with the photo. - Fotoğrafla hafızasını tazeledi.

Tom refreshed his drink. - Tom içkisini tazeledi.

tazele
{f} refreshed

Tom refreshed his drink. - Tom içkisini tazeledi.

She refreshed her memory with the photo. - Fotoğrafla hafızasını tazeledi.

tazele
brush up on

Before going to work in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to study in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

tazele
{f} refreshing
tazelenmiş