Freshness is our top priority.
- Tazelik bizim önceliğimizdir.
The sight of fresh lobster gave me an appetite.
- Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.
I love the smell of freshly baked bread.
- Ben taze pişmiş ekmek kokusu seviyorum.
Our delicious coffee is made from freshly roasted coffee beans.
- Bizim lezzetli kahvemiz taze kavrulmuş kahve çekirdeklerinden yapılır.
Fresh fruit is good for the health.
- Taze meyve, sağlık için iyidir.
The key to cooking good food is using high-quality, fresh ingredients.
- Güzel yemek pişirmenin püf noktası, kaliteli ve taze malzemeler kullanmaktır.
A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.
- Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim.
She likes to eat fresh raw vegetables.
- Taze çiğ sebze yemeği sever.
Everything's fresh and new.
- Her şey taze ve yeni.
We eat a fresh, green salad every day.
- Biz her gün taze yeşil salata yeriz.
The fresh strawberries went like hot cakes.
- Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
I want to breathe some fresh air.
- Ben biraz taze hava solumak istiyorum.
Fresh air is necessary to good health.
- Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.