This is the only guidebook that was recommended to me that is really useful.
- Bu bana tavsiye edilen gerçekten faydalı olan tek rehber.
This is a highly recommended restaurant.
- Bu, çok tavsiye edilen bir restorandır.
The lawyer recommended his client to take legal action.
- Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.
My friend recommended that I shouldn't buy an iPad yet, but to wait until I see what Apple's competitors come out with.
- Arkadaşım henüz bir iPad almamam gerektiğini fakat Apple'ın rakiplerinin ne konuşacaklarını görünceye kadar beklememi tavsiye etti.
He advised an early start.
- Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
I'll do as you advise.
- Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.
George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.
- George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
I advised him to take a rest.
- Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.