İngilizce - Türkçe
tautness, strain, nervousness, agitation, apprehension, excitement teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- tension
- {i} gerilim
Irkçı gerilimler yüksek kaldı.
-Racial tensions remained high.
Gerilimi hissedebiliyor musun?
-Can you feel the tension?
- tension
- (Mühendislik) gerginlik
Gerginlikler artıyordu.
-Tensions were increasing.
İkimiz arasında büyüyen bir gerginlik hissettim.
-I felt the tension grow between us.
- tension
- (Tıp) Gergenlik, damarlar içinde dolaşan kanın duvara yaptığı baskı, tansiyon
- tension
- tevettür
- tension
- (ip/tel/vb.) gerginlik derecesi
- tension
- stres
- tension
- voltaj
- tension
- asabiyet
- tension
- (İnşaat) gerilim, tansiyon
- tension
- {i} germe
- tension
- germe veya gerilme kuvveti
- tension
- {i} gerilme
- tension
- zihin yorgunluğu
- tension
- elektromotor kuvvet
- tension
- (Mukavele) gerilim, çekme
- tension
- {i} heyecan
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
tautness, strain, nervousness, agitation, apprehension, excitement teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- {i} tension
tautness, strain, nervousness, agitation, apprehension, excitement
Heceleme
tautness, strain, nervousness, agitation, apprehension, ex·cite·mentTelaffuz
Resimler
Favoriler