tatmin et

listen to the pronunciation of tatmin et
Türkçe - İngilizce
satisfy

This did not satisfy Tom, and the relationship between them cooled. - Bu Tom'u tatmin etmedi ve onlar arasındaki ilişki soğudu.

This did not satisfy Mary, and the relationship between them became more distant. - Bu, Mary'yi tatmin etmedi, onlar arasındaki ilişki daha mesafeli oldu.

make satisfied
{f} satisfying
{f} fullfilling
{f} satisfied

Tom satisfied his hunger by eating some sandwiches. - Tom birkaç sandviç yiyerek açlığını tatmin etti.

The meal satisfied his hunger. - Yemek onun açlığını tatmin etti.

gratifying
content
contents
contented
gratify