Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Tom can't afford to take a vacation now.
- Tom şimdi bir tatil yapmayı göze alamaz.
It's a good time for you to take a vacation, the boss said to Jim.
- Patron Jim'e bu bir tatil yapman için iyi bir zaman dedi.
You just had a holiday.
- Sadece bir tatil yaptın.
She talked her husband into having a holiday in France.
- O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.