Tom's description was accurate.
- Tom'un tasviri doğruydu.
This author's books don't suit me because the erotic descriptions are too perverted.
- Bu yazarın kitapları bana uygun gelmiyor çünkü erotik tasvirler fazla sapıkça.
That film was an extremely inaccurate portrayal of key historical events.
- O film önemli tarihsel olayların son derece yanlış bir tasviriydi.
It is impossible to depict that by means of words.
- Bunu kelimelerle tasvir etmek olanaksızdır.
I think the devil doesn't exist, but man has created him, he has created him in his own image and likeness.
- Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde
I think the devil doesn't exist, but man has created him, he has created him in his own image and likeness.
- Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde
Horus was often depicted as a falcon, or as a man with a falcon head.
- Horus genellikle şahin olarak veya şahin başlı bir adam olarak tasvir edilir.
Tom has a painting depicting a hunting scene hanging on his wall.
- Tom'un duvarında asılı av sahnesini tasvir eden bir resmi var.