tas

listen to the pronunciation of tas
Türkçe - İngilizce
{i} bowl

Tom poured milk into a bowl for his cat. - Tom kedisi için tasa süt döktü.

Tom is sketching a bowl of fruit. - Tom bir kase meyve taslağı çiziyor.

{i} vessel
metal bowl; porringer: tıraş tası shaving bowl
wide, metal cup; porringer: çeşme tası metal drinking cup attached by a chain to a fountain
bowl, cup, basin
(Gıda) pies bowl
basin
handbasin
bubble over
brim over

İlgili Terimler

tas kebabı
Meat stew with vegetables
tas gibi
(Konuşma Dili) bald (head)
tas kebabı
a stew made of meat and vegetables
aynı tas aynı hamam
same old, same old
eski hamam eski tas
(Konuşma Dili) Nothing has changed; it's business as usual
eski hamam eski tas
the same old thing
eski tas eski hamam
the same old story
kuzu tas kebabı
(Gıda) kebab of lamb
macar tas kebabı
goulash

Have you ever had genuine Hungarian goulash? No, but I'd really like to. - Sen hiç hakiki Macar tas kebabı yedin mi? Hayır ama gerçekten yemek istiyorum.

tıngır elek, tıngır tas
(Konuşma Dili) (place) which hardly has a stick of furniture in it
İngilizce - İngilizce
tool-assisted speedrun
Tanzania Assistance Strategy
Targeted Assistance School Title I programs providing supplementary services to eligible educationally disadvantaged students
True Airspeed
True Air Speed
A heap
Toll Administration Subsystem
Abbreviation for Tropical Atlantic Study, a part of the TTO program
Hebrew for Breastplate, although more commonly referred to as Choshen
Tel-Assistance  
Traceable author statement: Anything in a review article where the original experiments are traceable through that article, or in a textbook or dictionary [e g "everybody" knows that enolase is a glycolytic enzyme]
Tolerance Assessment System Source: US EPA
To tassel
True Airspeed Rectified airspeed corrected for altitude and outside air temperature
Tuition Assurance Scheme The objective of this scheme is to ensure that overseas students receive the education or training for which they have paid
Tasmania
Türkçe - Türkçe
(sıfat) Bir taşın alacağı miktarda olan
Başa giyilen metal koruyucu: "Tulumbacılar yangınlarda başlarına kalaylı taşlar giyerler."- S. Birsel
Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.den yapılmış kap
(Osmanlı Dönemi) (C.: Atvâs) Meşhur bir kabın adı. Tas
Eski bir Türk sazı
içine sulu şeyler konulan kap
Bir tasın alacağı miktarda olan
Başa giyilen metal koruyucu
hunu

İlgili Terimler

TAS'İB
(Osmanlı Dönemi) Güçleştirmek
TAS'İBAT
(Osmanlı Dönemi) (Tas'ib. C.) Zorlaştırmalar, güçleştirmeler
TAS'İD
(Osmanlı Dönemi) Buharlaştırarak temizleme. İnbikten geçirip buhar haline getirme
TAS'İD
(Osmanlı Dönemi) Eritme
TAS'İD
(Osmanlı Dönemi) Yukarı çıkma ve çıkarılma
TAS'İR
(Osmanlı Dönemi) Kibirlenmekten dolayı karşısındakinin yüzüne bakmayıp, yüzünü çevirmek
tas kebabı
Yağsız kuşbaşı etlerin üzerine tas kapatılıp pirinç, soğan, patates vb. malzeme ile hazırlanan bir tür yemek
tas kebabı
İnce doğranmış soğanın kuşbaşı etle salça, karabiber ve patatesle birlikte kısık ateşte pişirilmesi ile hazırlanan bir yemek türü
tas tas
Taslar dolusu, tas üstüne tas dolusu
İngilizce - Türkçe
(Askeri) taktik atmosferik bilgi özeti; gerçek hava hızı (tactical atmospheric summary; true air speed)

İlgili Terimler

spall ufak tas parçasi
parçalamak
tas