Her manner of speaking gets on my nerves.
- Onun konuşma tarzı benim sinirlerimi bozuyor.
He did not like her manner of speech.
- Onun konuşma tarzını sevmedi.
I like your sarong style skirt.
- Malaya peştemalı tarzı elbiseni seviyorum.
This style of cooking is peculiar to China.
- Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.
Do it your own way if you don't like my way.
- Sen benim tarzımı sevmiyorsan onu kendi tarzınla yap.
She soon adjusted to his way of life.
- Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
What's your favorite genre?
- En sevdiğiniz tarz nedir?
Formal declarations of war haven't been the United States's style since 1942.
- Resmi savaş beyanları 1942 yılından bu yana ABD tarzı değildir.
What kind of music did you like when you were in high school?
- Lisedeyken ne tarz müzikten hoşlanırdın?
She laughed the way schoolgirls do, with her hand over her mouth.
- O eli ağzının üzerinde okul kızlarının yapma tarzına güldü.
The Sanssouci Palace is in the rococo style.
- Sanssouci Sarayı, rokoko tarzındadır.