The paper discusses the problem in terms of ethics.
- Makale sorunu etik açısından tartışıyor.
Tom and Mary argue with each other all the time.
- Tom ve Mary birbirleri ile her zaman tartışırlar.
You'd better not argue with Tom.
- Tom'la tartışmasan iyi olur.
I want to put an end to the quarrel.
- Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum.
Tom and Jane quarreled, but they made up the next morning.
- Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.
She pretended to be asleep during the debate.
- O, tartışmada uyuyor gibi yaptı.
I beat him completely in the debate.
- Tartışmada onu tamamen yendim.
Some people hate to argue.
- Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.
Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.
- Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
That dispute has been settled once and for all.
- O tartışma bir zamanlar karara bağlandı ve herkes için.
Only after a long dispute did they come to a conclusion.
- Ancak uzun bir tartışmadan sonra bir sonuca vardılar.
I have something I need to discuss with Tom.
- Tom'la tartışmam gereken bir şeyim var.
Tom has something to discuss with all of us.
- Tom'un hepimizle tartışacak bir şeyi var.
Parliamentary immunity is a controvertial issue.
- Parlamenter dokunulmazlık tartışmalı bir konudur.
I participated in the discussion.
- Ben tartışmaya katıldım.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control.
- Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.
Conchita Wurst's selection for the Eurovision Song Contest 2014 sparked controversy in Austria.
- 2014 Eurovision Şarkı Yarışması için Conchita Wurst'un seçilmesi Avusturya'da tartışmalara yol açtı.
They are always quarrelling in public.
- Onlar her zaman toplum önünde tartışıyorlar.
Quarrelling spoiled our unity.
- Tartışma birliğimizi bozdu.
Tom and Mary bicker all day long.
- Tom ve Mary bütün gün tartışırlar.