tarihsel

listen to the pronunciation of tarihsel
Türkçe - İngilizce
historical

The story approximates to historical truth. - Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.

Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances. - Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.

{s} historic

Persian Gulf is an element of historical identity of Iranian People. - İran körfezi, İran halkındaki tarihsel kimliğin bir parçasıdır.

He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life. - Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.

storied
tarihsel gerçeklik
historicity
tarihsel dönem
historical period
tarihsel süreç
historical process
tarihsel yöntem
historical method
tarihsel coğrafya
historical geography
tarihsel jeoloji
stratigraphy
tarihsel körfezler
(Hukuk) historical bays
tarihsel olaylar
annals
tarihsel olmayan
unhistorical
tarihsel olmayan
unhistoric
tarihsel sular
(Hukuk) historical waters
tarihsel yerbilim
historical geology
tarihsel yöntem ve düşünce
(Eğitim) historical method and thought
tarihsel çerçeve
historical frame
tarihsel önemi olan
storied
tarihsel