Unfair tariffs are imposed on foreign products.
- Yabancı ürünlere haksız tarifeler uygulanmaktadır.
We hope to lower the tariff.
- Biz tarifeyi düşürmeyi umuyoruz.
Could I see the timetable?
- Tarifeyi görebilir miyim?
May I have a timetable?
- Tarife alabilir miyim?
What's the flight's scheduled arrival time?
- Uçağın tarifeli uçuş saati nedir?
I do not know the train schedules, could you find out for me?
- Tren tarifesini bilmiyorum, benim için öğrenebilir misiniz?
The challah was so delicious that I just had to ask her for the recipe.
- Challah o kadar lezzetliydi ki sadece ondan tarifeyi istemek zorunda kaldım.
I shared the recipe for gluten-free bread.
- Ben glutensiz ekmek için tarifeyi paylaştım.