Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
- It was bad enough that he usually came to work late, but coming in drunk was the last straw, and I'm going to have to let him go.
Tom sokakta yatan bir sarhoşu fark etti.
- Tom noticed a drunk lying in the street.
Polis memuru el fenerini sarhoş adamın yüzüne tuttu.
- The officer shone his flashlight in the drunken man's face.
Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.
- The drunken man couldn't walk straight.
Tom'un canı sarhoş olmak istedi.
- Tom felt like getting drunk.
Sarhoş olmak için yeterince içelim.
- Let's drink enough to get drunk.
Tom eve sürmek için çok içkili.
- Tom is too drunk to drive home.
Yarım depo benzinle Miami'ye gidebilir miyiz?
- Can we drive to Miami on half a tank of gas?
Çim biçme deposunu doldururken benzin dökmemeye dikkat edin.
- Be careful not to spill gasoline when filling the tank on your lawn mower.
Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
- Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
Çocuklar, aptallar ve ayyaşlar doğruyu söyler.
- Children, fools and drunkards tell the truth.
Ayyaşlar genellikle oldukça komiktirler.
- Drunkards are often quite amusing.
Benzin deposu patlayacak.
- The gas tank is going to explode.
Onlar asbestten yapılmış su haznelerinin bir sağlık riski doğurabileceğini söylüyorlar.
- They say that water tanks made from asbestos can pose a health risk.