tanıyıcı

listen to the pronunciation of tanıyıcı
Türkçe - İngilizce
recognizer
{i} one who identifies something as known, person who recognizes; acknowledger (also recogniser)
One who recognizes; a recognizor
tanı
{i} diagnosis
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

The police thought the victim was Tom, but they were unable to identify the body. - Polisler kurbanın Tom olduğunu düşündü fakat cesedi tanıyamadılar.

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

tanı
recognise

The computer recognises two hundred different types of errors. - Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.

Do you recognise the person in this picture? - Bu fotoğraftaki adamı tanıyor musun?

tanı
{f} recognized

Everyone recognized him as a brilliant pianist. - Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.

She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such. - O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

tanı
diagnosis teşhis
Türkçe - Türkçe

tanıyıcı teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanıyıcı