tanıtan

listen to the pronunciation of tanıtan
Türkçe - İngilizce
declarative
That declares a construct
{a} explanatory, proclaiming
containing a formal, positive, or explicit statement or affirmation
= indicative
a mood (grammatically unmarked) that represents the act or state as an objective fact
{s} affirmative; of or pertaining to a declaration
relating to the use of or having the nature of a declaration
expressing truth
Making declaration, proclamation, or publication; explanatory; assertive; declaratory
@@@
a declarative sentence has the form of a statement
relating to the mood of verbs that is used simple declarative statements; "indicative mood"
sentences that make a statement (e g , Sara skipped all the way home )
tanı
{i} diagnosis
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

The police thought the victim was Tom, but they were unable to identify the body. - Polisler kurbanın Tom olduğunu düşündü fakat cesedi tanıyamadılar.

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

tanı
recognise

Remember me? No. Well, well. I'm surprised you don't recognise me! Are we supposed to? - Beni hatırlıyor musun? Hayır. Hayret. Beni tanımamana şaşırdım! Tanımamız gerekiyor mu?

The computer recognises two hundred different types of errors. - Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.

tanı
{f} recognized

She was burned so extensively that her children no longer recognized her. - O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.

She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such. - O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

tanı
diagnosis teşhis
Türkçe - Türkçe

tanıtan teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanıtan