It's hard to even describe.
- Bunu tanımlamak bile zor.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Deer tracks are easy to identify.
- Geyik izlerini tanımlamak kolaydır.
Chemical symbols are used to identify chemical elements.
- Kimyasal semboller kimyasal elementleri tanımlamak için kullanılır.
It's a difficult term to define.
- Bu, tanımlamak için zor bir terim.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
It's a difficult term to define.
- Bu, tanımlamak için zor bir terim.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
Can you show me the definition?
- Bana tanımlamayı gösterebilir misiniz?
From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
- Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
These books have defined and shaped our culture.
- Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.
Here is a brief description.
- İşte kısa bir tanımlama.
We finally found a man who fits this description.
- Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
Chemical symbols are used to identify chemical elements.
- Kimyasal semboller kimyasal elementleri tanımlamak için kullanılır.
We finally found a man who fits this description.
- Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.
The fear we felt at the earthquake was beyond description.
- Depremde hissettiğimiz korku tanımlamanın ötesindeydi.
Happiness is sometimes identified with money.
- Mutluluk bazen parayla tanımlanır.
She identified him as the murderer.
- Onu bir katil olarak tanımladı.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
The Astronomical Unit (AU) is defined as the average distance between the Earth and the Sun. It is approximately 150 million km (93 million miles).
- Astronomik Birim Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır.Bu yaklaşık 150 milyon kilometredir.
Curiosity is a defining trait of human beings.
- Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.
He described his own experience.
- O, kendi deneyimini tanımladı.
She described him as handsome.
- O, onu yakışıklı olarak tanımladı.
Love is hard to define.
- Aşkı tanımlamak zordur.
It's a difficult term to define.
- Bu, tanımlamak için zor bir terim.