tanışık

listen to the pronunciation of tanışık
Türkçe - İngilizce
acquainted

Sami seemed to be acquainted with his killer. - Sami katiliyle tanışık gibi görünüyordu.

I don't believe you two are acquainted. - İkinizin tanışık olmasına inanmıyorum.

acquaintance
tanışık çıkmak
to discover that they have met each other before
Türkçe - Türkçe
Birbirini tanıyanlardan her biri