Let's complete this picture quickly.
- Çabucak bu resmi tamamlayalım.
All is completed with this.
- Hepsi bununla tamamlandı.
He had a share in completing the job.
- O, işi tamamlamada pay sahibi oldu.
I'm not completing your assignments.
- Ben senin ödevlerini tamamlamıyorum.
After months of negotiations, the peace treaty was completed.
- Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.
The new railway is not completed yet.
- Yeni demiryolu henüz tamamlanmış değildir.