Don't forget to ask follow-up questions.
- Takip sorularını sormayı unutma.
After a short pursuit, the police caught him.
- Kısa bir takipten sonra polis onu yakaladı.
Sami's pursuit of his attacker was in vain.
- Sami'nin, saldırganını takip etmesi boşunaydı.
She is being chased by a coyote.
- O bir koyote tarafından takip ediliyor.
The young girl was chased by the old man.
- Genç kız yaşlı adam tarafından takip edildi.
The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
- Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.
No matter where you go, I'll follow you.
- Nereye giderseniz gidin, sizi takip edeceğim.
Sami was chasing Layla.
- Sami, Leyla'yı takip ediyordu.
The men we're chasing are presumed armed and extremely dangerous.
- Takip ettiğimiz adamlar silahlı ve oldukça tehlikeli farz edilmektedir.
The police are pursuing an escaped prisoner.
- Polisler kaçan bir mahkûmu takip ediyor.
Send me the tracking number please.
- Bana takip numarasını gönderin lütfen.
Is there a tracking number for the package?
- Paket için bir takip numarası var mı?
The cat has pursued the mouse.
- Kedi fareyi takip etti.
Wisdom pursues me, but I am faster.
- Bilgelik beni takip ediyor ama ben daha hızlıyım.
Tom was never prosecuted.
- Tom hiç takip edilmedi.
They followed the tracks the car had left.
- Arabanın bıraktığı izleri takip ettiler.
We followed the deer's tracks.
- Biz geyiklerin izini takip ettik.
I'll follow up with them to make sure that the work gets done.
- İşin yapıldığından emin olmak için onlarla birlikte takip edeceğim.
The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
- Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.