Don't forget to ask follow-up questions.
- Takip sorularını sormayı unutma.
Sami's pursuit of his attacker was in vain.
- Sami'nin, saldırganını takip etmesi boşunaydı.
After a short pursuit, the police caught him.
- Kısa bir takipten sonra polis onu yakaladı.
The young girl was chased by the old man.
- Genç kız yaşlı adam tarafından takip edildi.
She is being chased by a coyote.
- O bir koyote tarafından takip ediliyor.
The mother signed to Alice to follow her.
- Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
- Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.
Sami was chasing Layla.
- Sami, Leyla'yı takip ediyordu.
The men we're chasing are presumed armed and extremely dangerous.
- Takip ettiğimiz adamlar silahlı ve oldukça tehlikeli farz edilmektedir.
The police are pursuing an escaped prisoner.
- Polisler kaçan bir mahkûmu takip ediyor.
Is there a tracking number for the package?
- Paket için bir takip numarası var mı?
Your tracking number is: 111222333.
- Senin takip numaran 111222333'tür.
The police and the FBI pursued several leads.
- Polis ve FBI birkaç ipucunu takip etti.
The cat has pursued the mouse.
- Kedi fareyi takip etti.
Tom was never prosecuted.
- Tom hiç takip edilmedi.
We followed the deer's tracks.
- Biz geyiklerin izini takip ettik.
The hunter followed the bear's tracks.
- Avcı ayının izlerini takip etti.
We try to follow up on every complaint.
- Her şikayeti takip etmeye çalışıyoruz.
The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.
- Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.