taking steps, moving along; of striding, of moving along

listen to the pronunciation of taking steps, moving along; of striding, of moving along
İngilizce - Türkçe

taking steps, moving along; of striding, of moving along teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

walking
{s} yürüyen

Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever. - Tom likes to observe the people walking by.

Ken ile yürüyen kız May'dir. - The girl walking with Ken is May.

walking
{i} yürüyüş

Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir. - Walking is an excellent exercise.

Yürüyüşe itirazım yok. - I don't mind walking.

walking
{i} yürüme

O yalnız yürümeyi sever. - She likes walking alone.

Adam bütün yolu yürümek istemedi;bu yüzden otobüse bindi. - The man didn't feel like walking all the way; so he took the bus.

walking
{f} yürü

İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika. - Walking from the station to the house takes only five minutes.

Yürümek iyi egzersizdir. - Walking is good exercise.

walking
canlı
walking
ayaklı

Ona ayaklı sözlük derler. - He is called a walking dictionary.

Engin bilgi sahibi bir adam o; diğer bir ifadeyle ayaklı sözlük gibi. - He is a man of great knowledge, that is to say, a walking dictionary.

walking
walking legs yürüyebilme
walking
walking dictionary her kelimenin anlamını söylemeye hazır olan kimse
walking
{i} gezme, yürüme
walking
canlı sözlük
walking
walking beam makinada kuvvet nakleden ve muntazam rakkas hareketiyle işleyenwalking delegate sendika temsilcisi
walking
{i} yürüyüş (tarzı)
İngilizce - İngilizce
{s} walking
taking steps, moving along; of striding, of moving along