taking steps, moving along; of striding, of moving along

listen to the pronunciation of taking steps, moving along; of striding, of moving along
İngilizce - Türkçe

taking steps, moving along; of striding, of moving along teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

walking
{s} yürüyen

Tabiri caizse, o yürüyen bir sözlüktür. - He is, so to speak, a walking dictionary.

Köpeği ile yürüyen küçük bir çocuk var. - There is a little boy walking with his dog.

walking
{i} yürüyüş

Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir. - Walking is a healthy form of exercise.

Yürüyüşe itirazım yok. - I don't mind walking.

walking
{i} yürüme

Adam bütün yolu yürümek istemedi;bu yüzden otobüse bindi. - The man didn't feel like walking all the way; so he took the bus.

Yürümek iyi egzersizdir. - Walking is good exercise.

walking
{f} yürü

John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim. - I watched John and Mary walking hand in hand.

O uzun mesafe yürümeye alışkın. - He is used to walking long distances.

walking
canlı
walking
ayaklı

Engin bilgi sahibi bir adam o; diğer bir ifadeyle ayaklı sözlük gibi. - He is a man of great knowledge, that is to say, a walking dictionary.

Ona ayaklı sözlük derler. - He is called a walking dictionary.

walking
walking legs yürüyebilme
walking
walking dictionary her kelimenin anlamını söylemeye hazır olan kimse
walking
{i} gezme, yürüme
walking
canlı sözlük
walking
walking beam makinada kuvvet nakleden ve muntazam rakkas hareketiyle işleyenwalking delegate sendika temsilcisi
walking
{i} yürüyüş (tarzı)
İngilizce - İngilizce
{s} walking
taking steps, moving along; of striding, of moving along