O, camı kasten kırdı.
- He deliberately broke the glass.
Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
- I am deliberately speaking loudly.
Ben sokakta onu geçtiğimde o kasıtlı olarak beni görmezden geldi.
- He deliberately ignored me when I passed him in the street.
Polise göre yangın kasıtlı olarak çıkarıldı.
- Police think the fire was deliberately lit.