take it easy

listen to the pronunciation of take it easy
İngilizce - Türkçe
kızma
Yavaş yavaş./Kendini yorma./Kolayına bak./İşi hafiften al./Kızma
kendini yorma
ağırdan almak

Doktor bir süre ağırdan almak zorunda kalacağımı söyledi. - The doctor said I'm going to have to take it easy for a while.

Tom onu ağırdan almak zorunda. - Tom has to take it easy.

kolayına bak
yavaş yavaş
(Konuşma Dili) ağır ol
işi hafiften al

Tom, işi hafiften almayı göze alamaz. - Tom can't afford to take it easy.

Sanırım birkaç gün işi hafiften almak isteyeceğini düşünüyorum. - I think you're going to want to take it easy for a few days.

(Konuşma Dili) yavaş ol
(Konuşma Dili) sinirlenme

Sakin ol, Tom. Sinirlenme. - Calm down, Tom. Take it easy.

bak dalgana
(Konuşma Dili) acele etme
özünü yorma
boşver
Sakin ol!

Sakin olun. Ben fırsatların sizin lehinize olduğunu size temin ederim. - Take it easy. I can assure you that chances are in your favor.

Sakin ol! O kadar gergin olma! - Take it easy! Don't be so nervous.

{k} Ağır ol!/Sakin ol!
{k} Ağır ol!/Yavaş ol!/Acele etme!
{k} on (biriyle) uğraşmamak, -e kötü davranmamak
{k} on -i hor kullanmamak
{k} (deyim) sakin ol,aldirma,rahatina bak
{k} on (biriyle) sert bir
{k} keyif çatmak, keyfine bakmak
İngilizce - İngilizce
A farewell (for parting or closing)

I'm going home now. Take it easy.

Immediately calm yourself down; your state of panic does not help

Take it easy. It's just a wiki.

To relax or rest

I'm going to stay home Saturday and take it easy.

handle it in a relaxed manner, relax
settle into a comfortable sitting position
take it easy