You'll have to take his place in case he can't come.
- Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
Push this button in case of fire!
- Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
Push this button in case of fire!
- Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
I ran and ran; otherwise I might have been late.
- Ben koştum ve koştum, aksi takdirde geç kalabilirdim.
I'm busy, otherwise I'd accept your invitation.
- Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim.
In that case, so be it.
- O takdirde, öyle olsun.
Push this button in case of fire!
- Yangın olduğu takdirde bu butona bas!