tahmin edebilme

listen to the pronunciation of tahmin edebilme
Türkçe - İngilizce
predictability
The characteristic of being predictable
the quality of being predictable
{i} ability to be predicted, ability to be forecast, ability to be prophesied
tahmin et
predict

The events unfolded just as she predicted. - Olaylar tam onun tahmin ettiği gibi meydana geldi.

Tom attempted to predict the results. - Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.

tahmin et
{f} forecast

Prophets have been forecasting the end of the world for centuries. - Peygamberler yüzyıllar boyunca dünyanın sonunu önceden tahmin etmiştir.

Some weather forecasters predicted a hurricane. - Bazı hava tahmincileri bir kasırgayı tahmin etti.

tahmin et
envisage
tahmin et
{f} guess

Guess what happened to me. - Bana ne olduğunu tahmin etsene!

You will have guessed its meaning by the end of the chapter. - Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.

tahmin et
reckon
tahmin et
{f} reckoning
tahmin et
{f} envisaged
tahmin et
{f} forecasting

Tom does a pretty good job of forecasting the weather. - Tom, hava durumunu tahmin etmede oldukça iyi bir iş çıkarıyor.

Prophets have been forecasting the end of the world for centuries. - Peygamberler yüzyıllar boyunca dünyanın sonunu önceden tahmin etmiştir.

tahmin et
{f} predicted

Tom predicted Mary would win the race. - Tom Mary'nin yarışı kazanacağını önceden tahmin etti.

Tom was late, just like Mary predicted. - Tam Mary'nin tahmin ettiği gibi Tom geç kalmıştı.

tahmin et
{f} conjecture
tahmin et
surmise
tahmin et
forecasted

I forecasted that you couldn't cut the mustard in this job. - Bu işte beklentileri karşılayamayacağını tahmin etmiştim.

tahmin edebilme