Tom'u günlerdir görmedim.
- I haven't seen Tom for days.
Günlerdir uyumadım gibi hissediyorum.
- I feel like I haven't slept for days.
O günlerce yiyeceksiz idare etmek zorunda kaldı.
- He had to go without food for days.
O günlerce yemek yememiş olabilir.
- He might not have eaten for days.