Katalogdan yeni bir ekmek tahtası sipariş ettim.
- I ordered a new cutting board from a catalog.
Ann tahtaya bir şeyler yazdı.
- Ann wrote something on the blackboard.
Yazı Tahtaları her zaman siyah değildir.
- Blackboards are not always black.
Mike yönetim kurulunda tek erkek.
- Mike is the only man on the board.
Judy yönetim kurulunda tek kadın.
- Judy is the only woman on the board.
Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.
- A blackboard doesn't have to be black.
Tom, adını kara tahtaya yazılmış gördü.
- Tom saw his name written on the blackboard.
Tahtaya bir not yapıştır.
- Stick a notice on the board.
Tahta ne kadar kalın?
- How thick is the board?
This blackboard is not black, but green.
- Diese Tafel ist nicht schwarz, sondern grün.
The teacher wrote English sentences on the blackboard.
- Der Lehrer schrieb englische Sätze an die Tafel.
The Knights of the Round Table gathered around the table.
- Die Ritter der Tafelrunde versammelten sich am Tafelrund.