O onun taktiklerini anladığıma inanmadı.
- He did not believe that I understood his tactics.
Onun taktiklerini anlamadığıma inanmadı.
- She did not believe that I understood her tactics.
Taktiklerimizi değiştirmek zorunda kaldık.
- We were forced to change our tactics.
Onun taktiklerini anlamadığıma inanmadı.
- She did not believe that I understood her tactics.
There were terrible allegations against her of fraud and standover tactics.