O onun taktiklerini anladığıma inanmadı.
- He did not believe that I understood his tactics.
Fadıl, Dania'yı kontrol etmek için her zaman kalpsiz korkutma taktiklerini kullandı.
- Fadil always used his heartless scare tactics to control Dania.
Bir uçak gemisi ancak bir taktik nükleer silahla yok edilebilir.
- An aircraft carrier can only be destroyed with a tactical nuclear weapon.
Bazen taktiksel bir geri çekilme, korkaklık olarak yorumlanır.
- A tactical retreat is sometimes interpreted as cowardice.