John laid claim to the painting.
- John tabloyu sahiplendi.
John laid claim to the painting.
- John tablo üzerinde hak iddia etti.
He learnt the periodic table by heart just for fun.
- O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi.
Mayuko wiped a table with a cloth.
- Mayuko tabloyu bir bezle sildi.
Selena Gomez's second album hit Billboard Magazine's top two hundred albums chart at number four.
- Selena Gomez'in ikinci albümü Billboard Magazine'in top iki yüz albüm tablosunda dört numaraya yerleşti.
The chart illustrates how the body works.
- Tablo vücudun nasıl çalıştığını göstermektedir.
This is a picture of one of my paintings.
- Bu benim tablolarımdan birinin resmi.
He painted that picture a while ago.
- O tabloyu bir süre önce yaptı.
I don't clear off your tables.
- Ben senin tablolarını temizlemem.
I'm not wiping your tables.
- Ben senin tablolarını silmiyorum.