tabanlı teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- taban
- sole
The soles of my shoes are worn.
- Benim ayakkabıların tabanları yıprandı.
Tom has trouble with his walking boots. He has blisters on the sole of one foot.
- Tom'un yürüyüş botlarıyla sorunu var. Bir ayağının tabanında kabarcıklar var.
- taban
- base
The base of a cone is a circle.
- Koninin tabanı bir dairedir.
Tom used to play second base for his high school's baseball team.
- Tom lisesinin beyzbol takımı için ikinci taban oynardı.
- taban
- floor
They have climbed the highest mountains and walked on the floor of the seas.
- Onlar en yüksek dağlara tırmanıp denizlerin tabanında yürüdüler.
Although most islands in the ocean have been mapped, the ocean floor is generally unknown.
- Okyanusta çoğu ada haritalanmış olmasına rağmen, okyanus tabanı genellikle bilinmemektedir.
- taban
- (Nükleer Bilimler) bottom
Once I opened my eyes again, Amina was staring at me through the bottom of her beer glass.
- Gözlerimi tekrar açar açmaz, Amina bira bardağının tabanından bana bakıyordu.
In order to avoid confusion, the bottom is labelled too.
- Karışıklığı önlemek için taban da etiketlendi.
- bilgi tabanlı yöntem
- (Bilgisayar,Teknik) knowledge based method
- internet tabanlı
- (Bilgisayar) internet based
- karma tabanlı
- (Bilgisayar) mixed radix
- kelime tabanlı
- word based
- seramik tabanlı mikrodevre
- ceramic-based microcircuit
- taban
- footplate
- taban
- mount
They have climbed the highest mountains and walked on the floor of the seas.
- Onlar en yüksek dağlara tırmanıp denizlerin tabanında yürüdüler.
- taban
- top coat
- taban
- (Gıda) datum
- taban
- ground
- taban
- (Coğrafya) subsoil
- taban
- basis
- taban
- magnetic base
- taban
- sub-grade
- taban
- rock-bottom
- taban
- (Biyokimya) ground state
- taban
- (İnşaat) matrix
- taban
- heel
He took to his heels when he saw a policeman.
- O bir polis gördüğünde tabanları yağladı.
When the thief heard the dog bark, he took to his heels.
- Hırsız, köpek havlamasını duyunca tabanları yağladı.
- taban
- bottom end
- web tabanlı
- (Bilgisayar) web-enabling
- web tabanlı
- (Bilgisayar) web based
- web tabanlı
- (Bilgisayar) web enabling
- web tabanlı öğretim
- (Bilgisayar) web based training
- taban
- bedrock
- taban
- fundament
- taban
- radix
- taban
- basal
- taban
- bed
- taban
- rock bottom
- taban
- subgrade
- taban
- underside
- aile tabanlı
- family-based
- bilgisayar tabanlı model
- computer based model
- algılayıcı tabanlı
- sensor-based
- belirti tabanlı tıp
- (Tıp) evidence-based medicine
- bilgi tabanlı sistem
- knowledge based system , knowledge system
- derin tabanlı jant
- (Otomotiv) drop base rim
- derin tabanlı jant
- (Otomotiv) drop center rim
- duyu tabanlı tanım
- (Tıp) sensory-based description
- elektroliz tabanlı analiz
- electroanalysis
- form tabanlı sorgulamalar
- (Bilgisayar) forms-based queries
- form tabanlı sorgulamalar
- (Bilgisayar) form-based queries
- geniş tabanlı
- wide base
- iki tabanlı faz-kaydırmalı anahtarlama
- (Askeri) biphase shift keying
- kaynak tabanlı yönlendirme
- (Bilgisayar) source based routing
- lastik tabanlı bez ayakkabı
- plimsolls
- model tabanlı sistem
- (Askeri) model-based system
- ofis tabanlı
- office based
- politika tabanlı yönlendirme
- policy based routing
- rekabet tabanlı
- (Ticaret) competition-based
- sekizli-tabanlı bellek
- (Bilgisayar) byte-oriented memory
- seramik tabanlı karma malzeme
- (İnşaat) ceramic matrix composite
- sunucu tabanlı kur programı
- (Bilgisayar) server based setup utility
- sunucu tabanlı profil
- server-based profile
- sıfır tabanlı
- (Kanun) 0-levelled
- sıkı tabanlı
- (deyim) on a firm footing
- taban
- substratum
- taban
- girder
- taban
- floor (of a valley, river, lake, sea); bed (of a road)
- taban
- basement
- taban
- sill
- taban
- base; pedestal; foundation
- taban
- substructure
- taban
- sole (of a foot/shoe); base; floor; heel; bed; subsoil
- taban
- (Matematik) base, base plane, base line
- taban
- flat top (of a hill, mountain, etc.)
- taban
- iron of good quality
- taban
- prov. roller (used to smooth the surface of a field)
- taban
- sole (of a foot or shoe)
- taban
- (Ekonomi)floor, lower limit or base
- taban
- (Nükleer Bilimler) substrate
- taban
- architrave
- taban
- socle
- taban
- soffit
- uzatılmış iki tabanlı kodlu ondalık mubadele kodu
- (Askeri) extended binary coded decimal interchange code
- vekil tabanlı
- (Kanun) agent based