Storms have abraded the outer layer of paint.
- Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı.
This chart illustrates the function of ozone layer.
- Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
- Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
Apply two coats of the paint for a good finish.
- İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
I'm not middle class.
- Ben orta tabaka değilim.
He comes from the middle class.
- O, orta tabakadandır.
The flood deposited a layer of mud.
- Sel bir çamur tabakası oluşturdu.
The people living here belong to the upper class.
- Burada yaşayan insanlar üst tabakaya aittir.