tabaka

listen to the pronunciation of tabaka
Türkçe - İngilizce
layer

If not for the ozone layer, we would be in imminent danger. - Ozon tabakası olmasa, tehlikede oluruz.

Storms have abraded the outer layer of paint. - Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı.

layer, stratum; (kâğıt) sheet; class, category; (boya, vb.) coat
crust
onlooking
sphere
pall
grade
laminate
(Coğrafya) seam
region
horizon
laminae
shroud
thickness
bet
ply
cigarette case
collection
bed
tobacco box; cigarette case
sheet

The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface. - Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.

stratum
stage
coat

Apply two coats of the paint for a good finish. - İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.

lamina
covering
rank
coating
order
(Sosyoloji, Toplumbilim) strata
plate
slab
lamination
class

He comes from the middle class. - O, orta tabakadandır.

Tom is middle class, isn't he? - Tom orta tabaka, değil mi?

sheetfed
pane
tunic
deposit

The flood deposited a layer of mud. - Sel bir çamur tabakası oluşturdu.

varve
estate
tabaka (boya)
coat
tabaka (kağıt)
sheet
tabaka akım
(Denizbilim,Meteoroloji) laminar flow
tabaka metal
sheet-metal
tabaka halinde
stratified
tabaka antikor
(Tıp) coating antibody
tabaka asfalt
sheet asphalt
tabaka bulutlar
(Meteoroloji) layer clouds
tabaka cam
sheet glass
tabaka cam
sheet of glass
tabaka erozyonu
(Çevre) sheet erosion
tabaka folyo
laminated foil
tabaka latisi
layer lattice
tabaka örgüsü
layer lattice
tabaka şeklindeki
stratiform
sosyal tabaka
stratum
iletken tabaka
(Askeri) conductive layer
kaymak tabaka
(deyim) cream of the crop
kaymak tabaka
(deyim) upper-crust
kaymak tabaka
upper crust
tabaka
network layer
aktif tabaka
(Tarım) active layer
alt tabaka
substratum, subgrade
alt tabaka
lower class
alt tabaka
substratum
anahtar tabaka
(Jeoloji) key bed
tabaka
retina retina
ağaç kabuğunun altındaki tabaka
sap wood
aşağı tabaka
lower class
aşağı tabaka
ragtag and bobtail
aşağı tabaka
canaille
aşağı tabaka
rank and file
aşağı tabaka
mob, lower class
biyolojik tabaka
biological film
büyük tabaka kâğıt
royal
damar tabaka anat. choroid
(of the eyeball)
deri tabaka
skin plate
diş kökünün dışındaki tabaka
cement
elektriksel çift tabaka
(Fizik) electric double layer
elit tabaka
elite
elit tabaka
cream of society
elit tabaka
aristocracy
en iyi tabaka
the salt of the earth
epitaksiyal tabaka
epitaxial layer
filtre tabaka
filter bed
ince bir tabaka ile kaplamak
film
ince tabaka
film
ince tabaka
lamella
izotermal tabaka
isothermal layer
kalburüstü tabaka
top drawer
kalın tabaka
slab
kalın tabaka yapmak
slab
kemik yapıcı tabaka
(Tıp) osteogenic bed
kibar tabaka
gentry
killi tabaka
argillaceous layer
killi tabaka
argillaceous stratum
koruyucu tabaka
(Askeri) bursting layer
koruyucu tabaka
(Askeri) armour layer
koruyucu tabaka
protective layer
koruyucu tabaka
cocoon
koruyucu tabaka
boot
nem geçirmez tabaka
damp course
nem kesici tabaka
non-permeable layer
orta tabaka
middle-class
rutubet geçirmez tabaka
(İnşaat) damp-proof course
rutubet kesici tabaka
non-permeable layer
saydam tabaka
cornea
saydam tabaka
anat . cornea
sert tabaka
hardpan
sert tabaka
anat . sclera, sclerotica
sosyal tabaka
social stratum
tabakalar
strata
tortul tabaka
sediment
yüksek tabaka
fashion
çift tabaka
double layer
üst tabaka
upper layer, top layer
üst tabaka
facing
üst tabaka
upper classes
üst tabaka
upper class

The people living here belong to the upper class. - Burada yaşayan insanlar üst tabakaya aittir.

üst tabaka
classes
üst tabaka
superstratum
üst tabaka
upper circle
üst tabaka
gentry
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Bir veya iki yapraklı kâğıt
(Osmanlı Dönemi) Sınıf, topluluk
(Osmanlı Dönemi) Sigara paketi
(Osmanlı Dönemi) Kat. Katmer
Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu: "Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz."- S. F. Abasıyanık
Cepte taşınan sigara ya da tütün kutusu
(Osmanlı Dönemi) kat
Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt
Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, kat
Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, kat: "Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır."- S. Birsel
Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu
Derece
katman
TABAKA'
(Osmanlı Dönemi) Kelâmdan âciz kimse, konuşamayan kişi
TABAKA'
(Osmanlı Dönemi) Cimaı yerince yapamayan kimse
alt tabaka
Tabakalardan altta bulunan
tabaka
Göz yuvarlarının iç yüzeyinde görme sinirinin yayılması ile beliren, ışığa duyarlı, ağımsı bölüm, retina
damar tabaka
İnce kan damarlarından oluşan, göz küresinin içini döşeyen katman
saydam tabaka
Gözün ön bölümünde bulunan, ışığı geçiren küresel zar, kornea
sert tabaka
Toprak yüzeyine yakın bir yerde bulunan, kökler ve suyun o bölüme girişini engelleyen yoğun tabaka
sert tabaka
Göz akı
sosyal tabaka
Bir toplumda yaşama biçimi, maddî imkânları, öğrenim durumu bakımlarından birbirine benzeyen kişilerin oluşturduğu sınıf
üst tabaka
İleri gelenler sınıfı
tabaka